DİJİTAL DÖNÜŞÜM & İNSAN İŞ BİRLİĞİ ŞART
COVID-19 salgını başta iş hayatı olmak üzere, sosyal ve kamusal alanları da fazlasıyla etkilemiş olup, her yönden yenilikçi bir bakış açısı ile geleceğe bakmak zorunda olduğumuzu da dramatik bir şekilde ortaya koymuştur.
Yaklaşık 10-15 yıl gibi bir gelecek sürecinde yerleşmesini beklediğimiz Dijital Dönüşümün, salgın nedeni ile beklenenden çok daha hızlı bir şekilde gerçekleştirilmesi gerektiği ortaya çıkarmıştır. Yapay Zekânın başrolde olduğu pek çok teknolojinin kullanılması ile gerçekleştirilecek dijital dönüşüm yolculuğu, firmalar için artık bir seçenek değil, ivedilikli bir zorunluluk olarak karşılarında durmaktadır.
Aslında 2000-2020 yılları arasına genel olarak bakıldığında, teknolojik gelişmeleri etkileyen faktörlerin temelinde insan olduğu görülmektedir. Hatırlayacak olursak şayet, gelişmiş ülkelerdeki firmalar 2008 krizine kadar ucuz fiziksel işçilik avantajını kullanmak için Çin başta olmak üzere, Uzak Doğuya yönelmişlerdi. Bunun neticesinde Çin’e kayan üretimler, gelişmiş ülkelerdeki alışılagelmiş dengeleri bozdu ve 2008 dünya krizi oluştu.
Bu kriz sonrası üretimin, insanın fiziksel iş gücüne bağlı olmaksızın çözmeleri gerektiği bir sorun haline dönüştüğünü anlayan gelişmiş ülkeler, Yapay Zekânın aktif rol aldığı Endüstri 4.0 ya da dijitalleşmeyi merkezine koyan bir endüstri devrimini benimseyip uygulama çabasına girdi.
Ancak Çin başta olmak üzere, uzak doğu da bunu hızla benimseyip, üretimlerini fiziksel iş gücünden ziyade zihinsel iş gücüne kaydırarak daha fazla dijitalleşme stratejisine geçti. Açıkça belirtmek gerekirse uzak doğu dijitalleşmede genç, fazla, yoksul ve dinamik olan nüfusunun avantajı ile gelişmiş ülkelere nazaran daha başarılı bir performans gösterdi. Bilindiği üzere COVID-19 salgını sürecinde en bariz görülen şey, özellikle fiziksel iş gücüne (insana) dayalı üretimlerinin büyük ölçüde sekteye uğramasıydı.
Buradan anlaşıldı ki, insanlar tarafından değil de robotlar, makineler, otomasyon ya da Yapay Zekâ yapılarına dayalı sistemler vasıtasıyla gerçekleştirilen bir üretim zemini var olsaydı, minimum sorun yaşanacak ve üretimler, hizmetler daha az sekteye uğrayacaktı. Çünkü salgın bu tarz sistemleri, yani fiziksel iş gerektiren ve insandan bağımsız olan sistemleri en az etkiledi.
Öteki taraftan yaşanılan COVID-19 salgını, bilgiye, tecrübeye, hizmete dayalı kısaca insan aklını kullanacağı zihinsel işgücüne ihtiyaç duyulan sistemlerin de böyle bir salgında uzaktan çalışma ile çok rahatlıkla hatta daha verimli olarak çalışılacağını göstermiştir. Ancak firmalar, hatta genel olarak tüm yaşantımızda bizler, sadece dijital dönüşümü gerçekleştirmek kesinlikle yeterli olmayıp, firmaları istedikleri sonuca götürmeyeceğini bilmeleri gerekmektedir. Çünkü insan faktörünü içine katmadığımız bir sistem, günümüz ve yakın gelecekte kesinlikle sonuç vermeyecek bir çözüm arayışı olacaktır.
Hatta Yapay Zekâ gibi önemli bir olgunun bile tek başına sonuç vermeyeceğini rahatlıkla belirtebiliriz. Çünkü fiziksel ve sıradan yapılacak işleri Yapay Zekâ temelli dijitalleşme ile çözebilirken, öteki taraftan sofistike ve insancıl işleri de insanların zihinsel iş gücüne günümüz koşullarında hala ihtiyacımız vardır.
Ve yine insanın zihinsel iş gücünün yönetsel tarafını kullanarak, geleceğin insan modeli olan T İnsandan en verimli şekilde faydalanmayı sağlayan bir sistem oluşturulmuş olacaktır.
Dr. Hüseyin Halıcı
(HALICI CEO, İstanbul, 2020-07-27)
Comments